9 Kasim 2014 tarihli konular

9 Kasim 2014 tarihli konular

İncir Kurtları ve Mücadelesi

  • akgün

Kuru incirlerde Ephestia, Plodia, Myelois olmak üzere 3 cins kelebek zararlı olmaktadır. Ancak daha çok larvalar zarar yaptığı ve meyve üzerinde görülen zararlının larvaları olduğundan yetiştiriciler ve işletmeciler arasında hepsinin genel adı incir kurdudur.

İncir Ağaçlarında Sirke Sineği ve Böcek Hastalığı

  • akgün

Ekşilik böcekleri ve sirke sinekleri incirde önemli zararlara neden olan böceklerdir. Bunlar kışı doğada toprak üzerinde budama artığı dal ve gövdelerin çatlaklarında, yere dökülmüş incirlerde, incir bahçesi içinde veya çevresinde bulunana ayva, nar, elma, portakal, mandarin gibi yere dökülmüş çürümüş meyvelerin içinde geçirmektedirler. Mart sonu Nisan başında kışladıkları yerlerden çıkarak pek çok üründe beslenmekte, beslendikleri ürünlerin çürümelerine neden olmaktadırlar.

İncir Zararlıları

  • akgün

Kanlı Balsıra

Kanlı Balsıra zararlısı ağaçların bir yıllık sürgün, yaprak ve yoğun olduğu durumlarda meyvelerinde bulunur. Hücre özsuyunu emerek ağaçların zayıf kalmasına, verimden düşmesine neden olurlar. Ayrıca tatlı maddeler çıkartarak kara ballık denen fumajine neden olur. Ergin dişi yarım küre şeklinde 4-5 mm boyunda, 3-4 mm enindedir. Üstten bakıldığında biri ortada 8 tanesi yanlarda olmak üzere 9 adet kalın pembemsi, kirli beyaz, mum levhacık şeklinde görülür her bir levhanın ortasında beyaz bir leke bulunur. Kabuk altındaki vücudun rengi kırmızı esmerdir.

İncirlerde Kök Hastalıkları

  • akgün

Beyaz Kök Çürüklüğü (Rosellinia necatrix Prill)

Kök çürüklüğüne yakalanmış ağaçlarda ilk belirti yapraklardaki sararmalardır. Yaprak sararmaları ağacın tümünde veya ağacın bir yönünde olabilir. Yapraklarda küçülmede olabilir. Hasta ağaçlarda büyümede durgunluk ve geriye doğru ölüm söz konusudur. Meyve verimi ve kalitesi düşer, meyveler irileşmeden ve olgunlaşmadan dökülürler. Kök çürüklüğü ağaçların kurumasına neden olduğundan ekonomik kayıp önemlidir. Özellikle incirlerde oluşturduğu zarar diğer meyve ağaçlarına oranla daha fazladır.

İncirlerde Gövde ve Dal Hastalıkları

  • akgün

Çelik Marazı

Etmeni Phomopsis cinerescens dir. Fungusun sporları böcekler budama aletleri yağmur ve rüzgarla dağılır. Hastalık sürgünlerde büyümenin durması ve zayıf düşmesi ile belli olur. Sürgün ve ince dallarda hafif şişkinlik kararma ve koyu renkli bir zamk salgılama ile başlar. Zamanla bu kısımlar genişler, çatlar, ve açık kanser yaraları oluşur. Sırasıyla kalın dal, gövde ve kök boğazı şeklinde ilerleyerek tüm ağacı kurutur. Hasta kısımlarda kabuğun altı normal rengini kaybederek esmerleşir ve çürür. İncir ağaçlarının önemli bir hastalığıdır. Üreticiler emzik marazı adı verirler. Kültürel ve kimyasal program titizlikle yerine getirilmelidir.

Kestane Yetiştiriciliği

  • akgün

Kestane, kayıngiller familyasından castanea cinsini oluşturan ağaçların ve bu ağaçların yenilebilen tohumlarına verilen genel bir isimdir. Kestanelerin bilinen 13 türü genellikle kuzey yarım küresinin değişik bölgelerine yayılmıştır. Bu türlerin doğal yayılma alanları Çin, Kore, Japonya, Türkiye, Güney Avrupa ve Kuzey Amerika’dır. Kestaneler deniz seviyesinden itibaren genel olarak 700–800 m yüksekliklere kadar yetişebilirse de bu durum çeşitli ekolojilere göre değişiklik göstermektedir. Örneğin;
Anadolu’da 1390 m yükseklikte kestane ağacının yetişebildiği tespit edilmiştir.

Kestane Ağaçlarının İklim İsteği

  • akgün

Sıcaklık

Kestanenin meyvelerini olgunlaştırabilmesi için çiçek açımından hasada günlük sıcaklık toplamının 2000-2300 *C olması gerekmektedir. Kestane kış düşük sıcaklıklarda ?30 dereceye kadar dayanabilmektedir. Ancak ilkbaharın geç ve sonbaharın ilkdonlarına karşı hassastır. Kestane yazın yüksek sıcaklıklardan değil ancak yağışsız geçen mevsimlerde kuraklıktan etkilenirler. Kestanelerin Kış soğuklama ihtiyaçları orta düzeyde olmakla birlikte bunlarla ilgili kesin rakamlar belirlenmiş değildir.

Kestane Ağaçlarında Toprak İsteği

  • akgün

Kestane kazık köklü bir bitkidir. Bahçe kurulması düşünülen yerin toprağının gevşek yapılı ve derin olması gerekmektedir. Potasyumca zengin topraklar tercih edilmelidir. Toprak pH'sının 5,5-6 civarında olması istenir. Ağır, killi, su geçirgenliği topraklar tercih edilmemelidir. Genellikle bu tip topraklarda mürekkep hastalığına yakalanmak kolaylaşır.

Top